Gündemimizi sürekli meşgul eden faizi konu edineceğiz. seçim arifesinde bulunduğumuz şu günlerde cumhur ittifakının ve millet ittifakının faiz açıklamaları ülkemizin ne denli açmazda olduğunun göstergesidir. Cumhur ittifakının faiz doktrini kuranı kerimi baz alırken, millet ittifakının faiz doktrini klasik ekonomi politikalarını baz almaktadır. Aslına bakarsanız Kendileri büyük bir gafletin içerisindedir. Cumhur ittifakının faiz doktrinine baktığımızda, modelin dayanağı kuranı kerimin indirilme dönemi şartlarından günümüze uyarlamaya çalışmasından dolayıdır. Kuranı kerimdeki faizin üçgen, günümüzdeki faizin kare olması sebebiyle şekillerine birbirine yerleştirmeye çalışan hükümetin beyhude çabalarını seyretmekteyiz. Biz nerde yanlış yapıyoruz diye toplantı yapacaklarına kuranı kerime doğru düzgün okumalarını tavsiye ederim kendilerine. Yok yok, onlar okumayı sevmezler bu sebeple izlemede kalsınlar. Bizde Allah’ın kitabına inanır ve okuruz. kuranı kerim indirildiğindeki ortam şartlarına baktığımızda dünyada birbirine hem askeri hemde ekonomik anlamda üstünlük kurmak isteyen geçmişten gelen mirasına sahip çıkmak isteyen iki süper güç vardı, Bizans imparatorluğuna karşı sasani imparatorluğu, kuranı kerimi 23 yılda indiren Allahü teala bu iki süper gücüde kitabında yer vermiştir. Çünkü o devrin gündemini meşgul edecek çok renkli olayların olmamasıdır. 602 ve 628 yılları arası devam eden roma-pers imparatorluğu savaşları Kuranı kerimde yer edinip Müslümanlar ve kafirler olarak adlandırılan karşıt unsurlar arasında taraf tutma rekabetine dönüşmüştür. Allahü Teâlâ yüce kitabında rum suresinin 618 yılındaki ayeti ile savaşın galibini 9 yıl öncesinden belirterek 2 tarafa da büyük tesiri olmuştur. Kuranı kerimde yazmayan ise bizans ve pers imparatorluğunun 26 yıl süren savaşlarında zafer ve üstünlükleri neticesinde birbirlerinden gasp ettikleri altınları eritip kendi nam ve zaferlerinin simgeleyen dinarları bastırmalarıdır. Ha bu arada bilmeyenler için dinar 4.25gr ağırlığında bastırılmış altın sikkedir. Çünkü dolaşımda olan dinar zamanın egemenlik ölçütü idi. Şehirden şehire yayılan herkesin cebinde olan altın sikkeler ise en büyük reklam aracı olmasından dolayı imparatorların resim ve isimlerini barındırıp zaferlerini simgeledikleri için bununla ilgili yazılar içerirdi. Ama hikayedeki parçaları birleştirirseniz para yoktan var edilemiyordu, kıt ve doğaya bağlı olan altındı. Değeri kendinden menkuldü. altın madeni veya askeri güç kullanarak bir önceki altın paraları eritmek suretiyle tedavüle zerk edebiliyordunuz. Araplar ticaretlerinde para arzı kendilerinde değil ve bu iki süper gücün paralarını kullanmakta idi. Ancak faiz ayetleri 619 yılından sonra medine de inmiştir. İş bu nedenle ki kuranı kerimdeki o faiz günümüzdeki bu faiz değildir. Faizin faiz olması için tedavülde bulunan paranın enflasyondan etkilenmemesi gerekmektedir. Farkı anlamak için günümüzdeki paraya bakmamız yeterlidir. Örnek avrupa birliği bu hristiyanlar faizi neredeyse kaldırmışlar:D neden? Çünkü paraları kıt ve dış ticaret ile desteklenmektedir. günümüzde para arzı kişilere ve matbaaya mahsustur. Kağıt ve mürekkeple üretilmiş, hükümranlık gücü ile korunan banknot. Bakın hemen ön yargılı oldunuz aslında kağıt para ile altın arasında hiçbir fark yoktur. Tek fark kağıt paranın, fiziki veya dijital olarak aşırı üretilmesinden dolayı enflasyon farkının verilmesidir. Altını için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Bakın faiz kelimesi kullanmadım. Enflasyon farkı dedim. Çünkü günümüzde faiz diye bişey yoktur. Cebinde taşıdığın parayı, bankaya teslim ederek tedavülden çıkarırsan basan egemen güç enflasyon farkını sana vermektedir. 2016 yılındaki kaleme aldığım makalemde belirttiğim gibi, yeni dünya düzeninde para basma devri çoktan bitmiştir. Ha bu arada makalelerimi çok kısa bir süre sonra atakanbozyayla.com adresinde publish edeceğim. Bilgilerinize arz ederim. Devam edelim! Tahvil adında yeni şeytan icadı doğmuştur. Bu icadıda en güzel günümüz siyasileri kullanmaktadır. İleriye dönük borçlanma maliyetinin merkez bankalarıyla düşük faiz ile kendilerine yoktan para yaratmaktadırlar. devletler, yaratmış olduğunu bu kaynağı halkın refahı için değilde kendi egemenlik sahasını güçlendirmek için kullanmaktadırlar. 2023 yılı içinde bulunduğumuz enflasyonun temeline indiğimizde aşırır paraya bağıl oluşan talep enflasyonu ile karşı karşıyayız. talep enflasyonu yaratan tamamiyle hükümettir. Hükümet daha düşük faizle borç bulabiliyor. Ancak Halk ile hükümet aynı faiz oranına sahip değiller. Faize savaş açtığını düşünenler düşüncelerinde samimi ise faizi indireceklerine para arzını kıssınlar kafi. Allah’ın kitabına birde bu açıdan bakınız. Para arzını kısıtlarsanız faizinde düşeceğini göreceksiniz. Ama öncelikle tüketime teşvik eden kredi kartlarını tedavülden kaldırmalısınız veyahut kanıtlanabilir gelir düzeyine kadar indirmelisiniz. 2023 mart ayında 115 Milyar Liralık ülkemde harcama yapılmıştır. Ekstra yaratılmış 115 milyar kaydi para göstere faizini arttırmaktadır. Sakın olaki nakit paraya erişimi engelleyerek emisyonu azalttığını ekranda söyleme. Bu bir artı olmasına rağmen ben sana 9 tane eksi sayarım kısaca götürüsü getirisinden fazladır. Hükümetler için iyi bir durum ise halk için iyi bir durum değildir. Para arzının kıt olduğu sistemde her 18 yaşına giren birey paranın daha değerli olmasına sebeptir. Nüfus arttıkça sabit para sistemine nüfüsa oranla para eklenmezse para dahada değer kazanacaktır. Paraya olan isteğin artması, ancak sayısının artmaması aşırı değerli paraya sebep olacaktır. Güncel ekonomi politikaları olsun gerekse geleneksel dini içtihatlar olsun faizle savaş, faizi indirmekle olmaz, parayı azaltmakla olur. Peki neden parayı azaltmayan bir hükümetle karşı karşıyayız! Çünkü para kıt olmaya başlar ise ticaret icra eden şirketleri ciro kaybına uğrar, vergi toplayamazlar, insanlar enflasyondan korkmadıkları için ihtiyaçlarını sürekli öteler durur, müteahhitlerce üretilen binanlar değer kaybeder, varlık servet sahibi insanların deli gibi biriktirdikleri gayrimenkullerin fiyatı düşer, kısaca bu savaşın kazananı halk ! kaybedeni günümüzün firavunları olur. Ha bu arada Allah bize bir musa gönderir diyede bekleme. Herkese kucak dolusu sevgiler.
Yazar hakkında